29 Ocak 2010 Cuma

Platini, Erman Toroğlu, Will Smith ve hakemler


Gelişen ve gelişmekte olan teknolojiyle beraber günlük hayatta robotların daha doğrusu sanal beyinlerin artacağına hiç süphe yoktur. Kimileri bu yeniliklerin insan hayatını kolaylaştıracağını düşünürken, kimileri şiddetle karşı çıkmaktadır. Bugünlerde günümüz futbolunda tartışılan en büyük husus hakemlerdir ve bu konuda Platini'nin ,ki kendisi dünya futbolundan sorumlu en büyük iki isimden biridir, yaptığı açıklamalar yer almaktadır. Platini diyorki: "maç esnasında yada maç bittikten sonra bilgisayardan yada gelişmiş kamera sistemlerinden pozisyonları değerlendirip maçın sonucuna tesir edilecek hamleler yapılamaz futbolda, bunun yerine hakem sayısını artırırız, fazladan gözlerle maçı izleriz böylece hatayı en aza indiririz". Platiniye karşı her nekadar en ufak bir sevgi beslemesemde bu söylemine katılıyorum. Konuyla bağlantılı olarak Erman Toroğlu ve Şansal Büyüka'nın programlarında kullandığı piero isimli teknolojiden bahsetmek gerekir. Toroğlu diyorki:" topun geçip geçmediği bilgisayarda hazırlanırken bana soruyolar topu çizgiden sokayım mı çıkarayım mı die ve ekliyor makinaya ve verirsen onu alırsın". Toroğğlu'nun bu sözlerinden maraton ekranlarında bu top çizgiyi geçmiş veyahut geçmemiş sözlerinin kişilerin kendi iradelerine bağlı olarak değiştirilebileceği sonucunu çıkarırız. Burada dikkat edilcek şey yada bize ilginç gelen olay piero teknolojisi ve topun çizgiyi geçiğ geçmediği sorunsalı olmamalı, buradaki önemli nokta makinaya ne verirsen onu alırsın lafıdır. Bu bağlamda size Will Smith babanın I, robot filminden bir sahne sunucam. Film'in bir sahnesinde denizin içine düşsen ve boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Will Smith ve küçük kız bulunmaktadır. Bu insanları kurtarmaya gelen robot küçük kız yerine Will Smith'i kurtarıyor çünkü Smith2in kurtulma olasılığı kızın kurtulma olasılığında daha fazla olarak hesaplanmıştır robot tarafından fakat Will Smith kendisinin yerine kızın kurtarılmasını istemektedir çünkü kendisi orta yaşlıdır oysa kızın önünde koca bir hayat vardır. En azından robotun kızın kurtarmayı denemesini isterçünkü kızın hayatının yaşamaya daha değer bir hayat olduğunu ve bunu hakettiğini düşünmektedir. Fakat robot Smith'i kurtarır. Bizim Toroğlu'nun videosu ile ben robot filmindeki ortak nokta makinaların hislerinin ve duygularının olmadığıdır. Onlar verilen ve girilen bilgiyi kendisinden istenildiği şekilde hesaplayarak sana geri sunar. Gelelim Platini'nin söylemine, pozisyonların değerlendirilmesinin herşeyi hatasız saptayan bir makina tarafından mı yoksa insanlar tarafında mı yapılmasını tercih edersiniz? Kanaatimce Türk futboluna damga vuran hatalar en aza indirilebilir bu teknolojiler sayesinde, hatta içinizden bazıları sahada verilen mücadaleye, verilen emeğe yazık değilmidir bir hatalı düdükle diyecektir fakat ben sporu insanlarla seviyorum. İnsanlarıyla sevmek demek onları hatalarıylada kabul etmek demektir. Düşünseniz bi hakemler bütün kararları doğru yönde vericek, peki siz ondan sora olası bir mağlubiyette kime kızıp küfür ediceksiniz, nasıl deşarj olucaksınız? Sorumluluğu ve bahaneleri kimin üzerine atacaksınız? Robotlar, makinalar hayatlarımızı son derece kolaylaştırabilir fakat biz hislerin, duyguların, düşüncelerin ve vicdanın egemen olduğu bu sayede kimin ne mal olduğunun daha iyi anlayabileceğimiz bir toplumda yaşamayı tercih etmeliyiz. En başta sporun bir eğlence, dostluk olduğunun farkına varmalıyız.Amerikalılar NBA'i sadece tek keliymeyle açıklarlar "Entertainment". Her türlü başarısızlıkta hazır, bedavaya bahaneler bulurken kendi kuyumuzu kazmamalıyız ve hakemleri rahat bırakmalıyız. En azından benim tercihim bu yöndedir. Olayları sorgulayıp düşünmeme sebep olan Platini'ye, Toroğlu'na, Will Smith'e teşekkürü borç bilirim...