Lokman Hekim Fethiye Belediyespor Basketbol Takımı, 2020-2021 sezonunda, Türkiye basketbolunun en üst liginde mücadele etmeye hak kazandı. Bu cümle şimdilik tek başına burada dursun. Çünkü bu yazı aslında basketbolla alakalı.
Bir Fethiye hastalığıdır: Emeksiz zenginleşmenin olduğu yerde, kişiler, karşıdakine kendini ispat etme çabasında olduğu için sürekli olarak 'ben' derler. Ben yaptım, ben şöyleyim, ben bilirim, ben birinciyim, ben iyisinden anlarım... Niyet, kendini değerli hissetme ve hissettirme çabasıdır. Bazen, aşırıya kaçarak kendilerini 'başarılı deliler' olarak nitelendirirler. Çünkü, elde ettiklerini, kimsenin cesaret edemediği hamleleri yaparak kazandığını ve türünün tek örneği olduğuna inanmışlardır. Bazen ise, delilik bir çamur atma aracıdır. Kendi taifesinden olmayana "deli ya bu, uzak dur" diyerek şahsına övgü için kullandığı deliliği bir anda yergi yapabilirler. Haksızlık etmeyeyim, sadece Fethiye'de değil, dünyanın birçok yerinde de böyledir belki ama, bu psikoz halinin Fethiye'de yoğun bir şekilde hissedildiği kesin.
Aziz Yıldırım'ın Vefa Küçük'le başkanlık yarışına girdiği ve yalnızca 1 (bir) oy farkla kazandığı 1998 senesinde, tüm üyeler verdiği oyun peşine düşmüş ve kendileri sayesinde Aziz Yıldırım'ın başkanlığı kazandığını dile getirmişti. Aradan 22 sene geçti, değişen hiçbir şey olmadı. Etraf hala, ben olmasam Aziz Yıldırım kazanamazdı diyenlerle dolu. Teknik olarak yanlış bir ifade değil elbette ama, diğer oy verenler olmadan da, verdiği oyun değersiz olduğunu kimse anlamak istemiyor. Çünkü herkes, Fenerbahçe tarihini değiştiren o bir oyun tek kahramanı olma derdinde. Teşbihte hata olmaz ya, Basketbol Süper Ligi'nde mücadele etmeye hak kazanan Lokman Hekim Fethiye Belediyespor Basketbol Takımı da, her nasılsa, bir anda birden çok kurucuya ve emektara sahip oldu. Kimse sorsan, kulübü ben kurdum diyor. Karşılık olarak da, "ne sallıyorsun kardeşim, al bu kanıtı" diyemiyorsunuz. Zira elde avuçta özenle hazırlanmış hiçbir yazılı doküman yok. Olan birkaç fotoğraf, birkaç gazete kupürü ve anılar dışında...
Bir arkadaşım demişti: Bireylerin kişiliklerinin kuvvetli olmadığı korkak cemaat/sürü toplumlarının özelliklerinden biri, riyadır. Bu topluma mensup kişilerde mutluluk, yalnızca karşındaki(ler) mutsuzsa değerlidir. Eldekinin değeri, karşıdakinin ona sahip olamadığı ölçüde ve hallerde anlamlıdır. Dolayısıyla ne zaman bir spor kulübü başarılı olsa sahibi tektir. Başarısızlıkta ise herkes suçludur. Ekonomi, eğitim ve ego problemi olan suç birlikteliği toplumlarının (insanları birbirine yakınlaştıran, yapılan iyilikler ve yardımlar değil, bir suça ortak olma ve sır paylaşma eylemidir) asla aşamayacağı bu gerçekliğin gölgesinde Fethiye'deki kısa basketbol tarihini, şahit olduğum, duyduğum ve toparlamayı becerebildiğim ölçüde anlatacağım. Bana anlatılanlar ve benim hatırladıklarım dolayısıyla kısmen yanlış ve/veya eksik noktalar olabilir. Fakat nasılsa fark etmeyecek ve yazdığımın birçoğuna karşı çıkılacaktır. Birilerini yeteri kadar övmediğim, birilerinden bahsetmediğim için her okuyan kendi kafasında olanı, gerçekten olduğundan daha güçlü şekilde kendine ve taifesine inandırmaya çalışacaktır. Ve biliyoruz ki, insanın en büyük hüneri kendini kandırabilme yeteneğidir.
Okul bahçesi yılları
Amerika'nın sokak basketbol mabedi Rucker Park ise; Fethiye'nin mabedi de, ilçe merkezindeki orta okulun bahçesidir. Onlarca kişi toplanıp orada basket oynar, bir o kadarı izler, etraftan geçen yerli ve yabancı turistler bile oynanan oyunu seyrederdi. Fethiyeli gençlerin yalanı nerede öğrendiğini bilmiyorum ama, basketbol sevgisini o okulun bahçesinde öğrendiğine eminim. Şu an bile devam eden tanışıklıkların çoğunun müsebbibi, zamanında oynanan o basketbol maçlarıdır. Kısacası, o okulun sahasında, kendiliğinden oluşan bir birliktelik vardı. Hal böyleyken bile Fethiye'de basketbola var olan kısa geçmişi boyunca hiçbir önem verilmedi. Tüm Türkiye genelinde olduğu gibi, Muğla'nın en büyük ilçesi olan Fethiye'de de futbol, her zaman başat spor müsabakası olarak değer gördü.
Tüm bu destek eksikliğine rağmen ilk basketbol takımı denemesi, Fethiyeli gençlerden oluşan, 1980'li yılların sonunda kurulan ve Boyacı Mehmet mahlasına sahip, spora ve sporcuya önem verdiği anlatılagelen bir kişinin çabaları ile Fethiye Doğan Spor çatısı altında olmuş. Hiçbir kişi ve kuruluş tarafından desteklenmeyen bu sporsever abinin ve takımın serüveni pek tabii ki uzun soluklu olamamış. Fakat Fethiye Doğan Spor, kısa bir süre sonra kapanmak zorunda kalsa da, en azından o zamanki gençlere basketbol aşkını aşılamış bir girişim olarak mazideki yerini almış.
Fethiyespor ve Belediyespor
Daha sonraki yıllarda basketbol sadece ortaokul ve lise düzeyinde kalmış, okullarda eğitim gören gençlere yalnızca okullar arası düzenlenen resmi müsabakalarda oynama şansı verilmişti. Ta ki 1999 senesine kadar. Fethiyespor'un o zamanki yöneticilerinden İsmail Öztürk'ün ikna edilmesi ile Mete Ay, Ufuk Çaçaron ve Çetin Hakan Kaya adlı kişiler, oluşturulması planlanan Fethiyespor Basketbol Takımı'nın temellerini atmış ve takımı kısa bir süre içerisinde faaliyete geçirmişlerdi. Bu takım genç kız ve genç erkek seviyelerinde Muğla'da boy gösterdi. Hiçbir geçmişi ve tecrübesi olmayan, neredeyse toplama sayılabilecek takım, Muğla'da keyifli mücadeleler vermiş, Fethiyeli sporseverlerin büyük sempatisini kazanmıştı. Fakat bu zaman zarfında işler pek de planlandığı gibi sonuçlanmamış, Fethiyespor'daki yönetim değişikliği yüzünden takımın temellerini atan ve hiçbir maddi beklentisi olmayan bu üç arkadaşın görevleri son bulmuştu. Gelişen olaylara istinaden ne yazık ki Fethiyespor Basketbol Şubesi uzun soluklu olmamış, branş, bir sene sonra da kulüp tarafından kapatılmıştı.
2000-2001 sezonunda, o zamanki Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi tarafından destek verilmesinin akabinde Çetin Hakan Kaya önderliğinde, Belediye çalışanı Sefai Güner'in de destekleriyle Fethiye'deki en ciddi ve en uzun soluklu takımın kurulum süreci başladı. Çetin Hakan Kaya, 2000'den 2008'e kadar, kurduğun basket takımında tek yetkili olarak görev yaptı. Takım, ilk senesinden itibaren üstüne koyarak kız ve erkek gruplarında Muğla birincisi oldu ve Ege Bölgesi Finalleri'ne katıldı. İlk sene Muğla'da yapılan maçlarda çok başarılı olunamasa da, birtakım basketbolseverin salona gelmesi ve daha fazla kişinin basketbol oynamaya başlaması amaçları gerçekleşmiş oldu. Takım ayrıca, burada yetişen gençlerin daha üst gruplarda oynaması hedefi doğrultusunda Mahalli Lig'de de mücadele etti. Tüm bu çalışmaların neticesinde 2003 yılında Muğla İl Müsabakaları'nda yıldız erkek takımı Muğla ikincisi, genç erkek takımı da Muğla birincisi olarak Ege Bölgesi Finalleri'ne katıldı. Finallerde büyük bütçeli takımlardan Manisa Vestel'e kaybederek Ege Bölgesi ikincisi olundu.
Bölgesel Lig takımı
Takip eden 2005 sezonunda Fethiyeli gençlerin yaşlarının ve yeteneklerinin belli ve yeterli seviyeye ulaşmasıyla birlikte takım, sadece yol masrafları ve konaklamaların Fethiye Belediyesi tarafından karşılandığı kısıtlı bütçe ile Bölgesel Lig'e (yanılmıyorsam güç dengesi olarak şimdiki TB2L'e tekabül ediyor) katılım gerçekleştirdi. Bu ligde üç sezon mücadele eden takım, biraz da şanssızlığının kurbanı olarak, güçlü gruplardan birine düşerek bir üst ligi (şimdiki karşılığı ile TBL'i) kıl payı kaçırdı ve mücadele ettiği her sezonu grup üçüncüsü olarak tamamladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Kepez Belediyesi, Uşak Sportif , Konya Selçuk, Anadolu Üniversitesi, Manisa Vestel, Denizli Pamukkale Üniversitesi, Osman Gazi Üniversitesi ve dahası rekabete girilen takımlardan sadece birkaçıdır. Çetin Hakan Kaya'nın, 2008 yılında şehir değişikliği yapmak zorunda olması sebebiyle yerine, önerdiği isim olan Serdar Sönmez getirildi.
2008'den 2015'e kadar olan süreçte ilçede daha çok alt yaş grup müsabakaları ve spor okulları vasıtası ile basketbol oynandı. Tam olarak hatırlamamakla birlikte, alt yaş gruplarında Muğla özelinde mücadele edildiği, özellikle 2011 ve 2012 senelerinde yıldız takımın Muğla'da başarılı sonuçlara imza attığı, o takım oyuncularının bazılarının daha sonra genç takım ve A Takım seviyesinde süre aldığı biliniyor. Bu süre zarfının en kayda değer başarıları 2015 sesinde Fethiye Belediyespor yıldız takımının Uşak'ı geçerek Ege Bölge Finalleri'ne kalması ve hemen ardından 2016 senesinde yine yıldız takımın Türkiye Finalleri'ne katılmasıdır. 2015 senesinde takımın başında az sonra adına değineceğim Ahmet Fevzi Özlen, 2016'daki takımın başında da şuan Süper Lig takımının yardımcı antrenörlüğünü yapan Burak Aydınalp vardı.
2015 senesinde Basketbol altyapı faaliyetlerini sürdüren Fethiye Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, Fethiye Gençlik adı altında Erkekler Basketbol Bölgesel Ligi’ne katılma kararı aldı. Muğla'nın en büyük özel hastanesi ve işletmesi sayılabilecek Lokman Hekim Esnaf Hastanesi desteği ile kurulan takım, uzun bir aranın ardından Fethiye'de basketbol A Takımı faaliyetlerini yeniden başlatmış oldu.
Kırılma senesi
2016 senesi Fethiye'de basketbolun yeniden hayat bulduğu yıldır. Fethiye Belediyespor Kulübü bünyesinden uzun bir aranın ardından Basketbol A Takımı kuruldu. Diğer tarafta ise, bir önceki sezonda da bölgesel ligde mücadele eden Lokman Hekim Esnaf Hastanesi önderliğindeki Fethiye Basket takımı vardı. 2016-2017 sezonunda iki takımın da bütçesi ve oyuncu kadrosu, o sezonki takımlara kıyasla ortalama üstüydü. Aralarındaki rekabet de, iki takımı daha iyi olmaya itti. Fethiye Basket'in antrenörü (bir dönem) şu an Lokman Hekim Fethiye Belediyespor Basketbol Takımı'nın antrenörü olan Alkım Ay'dı. Fethiye Belediyespor Basketbol Takımı'nın başında ise Ahmet Fevzi Özlen vardı. Ahmet Fevzi Özlen, Süper Lig'de mücadele eden takımının alt yapılar dahil tüm A Takım serüveninde oyuncu olarak yer almış, daha sonra da yine alt yapı takımları dahil olmak üzere alt yaş grupları, bölgesel lig ve TB2L'de mücadele takımın baş antrenörlüğünü yapmış birisidir.
O yıl, 73 takımla start alan 2016-17 Erkekler Bölgesel Basketbol Ligi sezonunun neticesinde, bir üst lige çıkacak takımları belirleyen Alanya'daki Final Grubu karşılaşmalarını Fethiye Belediyespor dördüncü olarak tamamladı; İ.T.Ü ve Edirne Belediyesi Edirnespor, bir üst lig, yani TB2L'de mücadeleye etmeye hak kazandı. Fakat, Türkiye Basketbol Federasyonu'ndan gelen davet üzerine Fethiye Belediyespor da maddi yeterliliklerini tamamladı ve bir sonraki sezonda TB2L'de yer aldı.
2017-2018 sezonu öncesi takımın başına Darüşşafaka Gelişim takımında yardımcı antrenörlük yapan Kemal Akif Bursalı getirildi. Takım o sezon idari ve sportif anlamda istikrarı sağlamayınca hem antrenör hem de yönetimde bazında değişiklikler oldu. Antrenörlük koltuğuna önce Sait Çalışır, ardından da Mete Babaoğlu geçti. Şube Sorumlusu Çetin Hakan Kaya görevinden ayrıldı. Takım, normal sezonu B Grubu'nda ikinci olarak tamamladı ve play-off eşleşmesinde Merkezefendi Denizli Belediyesi'ni geçerek Final Grubu'ndan yer almaya hak kazandı. Bu grubu 7 galibiyet, 7 mağlubiyet ile tamamlayan takım, üst lige çıkma hayalini ertelemiş oldu.
Bir sonraki sezon Lokman Hekim Esnaf Hastanesi takımın ana ve isim sponsoru oldu. Arkasına aldığı bu büyük destekle daha iddialı bir şekilde 2018-2019 sezonuna giren takım, ilk yarı bitimine bir hafta kala Mete Babaoğlu yerine Engin Gençoğlu'nu koç olarak takım başına getirdi. Yaptığı pahalı transferlerle bir anda ligin söz sahibi iki takımından biri haline gelen Lokman Hekim Fethiye Belediyespor, uzun maraton sonunda finalde Merkezefendi Belediyesi ile karşılaşarak (finalin kazananı Denizli ekibi oldu), rakibiyle birlikte el ele Türkiye Basketbol Ligi'ne (TBL) yükselmiş oldu.
Korona sezonu
Tarihinde ilk kez TBL'de mücadele edecek olmanın heyecanını yaşayan ilçede, salonlar 2016 yılından sonra ilk kez dolmaya başladı ve basketbol daha fazla kişi tarafından izlenir hale geldi. Bu seviyede daha önce hiç yer almamış takımın TBL'de ne yapacağı merak konusuydu. Hastane ve Belediye dışında başka bir destekçi yoktu. Ki Kulüp de, alabildiği destek doğrultusunda mütevazı bir takım kurup, ligi orta sıralarda bitirmeyi hedefliyordu. Kulüp Başkanı Selamettin Yılmaz, Şube Sorumlusu takımın eski basketbolcusu Taner Aydın, antrenör de daha önce Fethiye Basket'i çalıştıran Alkım Ay'dı. İşler, iyi anlamda, pek hesaplandığı gibi gitmedi. Oyuncuların uyumu ve performans anlamında beklenenden iyi mücadele ortaya koyması sonuçlara yansıdı. Başarılı sonuçlarla birlikte hem oyuncular, hem taraftarlar hem de yönetim daha da fazla takımın üstüne düşmeye başladı. Takım, 2019-2020 TBL sezonunda, bütçe olarak çok daha iyi imkanlara sahip Aliağa Petkim ve Merkezefendi Belediyesi'nin üzerinde uzun süre liderlik koltuğunda kaldı. Ligin ikinci yarısıyla birlikte Aliağa Petkim ve Merkezefendi Belediyesi vites artırdı. Yine de, sezon başı elde ettiği avantajı iyi kullanan Lokman Hekim Fethiye Belediyespor ligin 24. haftasına kadar liderlik koltuğundaydı. O hafta kendi evinde Merkezefendi Belediyesi'ni ağırlayan ve sahadan yenik ayrılan takım, puan sıralamasında averaj hesabı dolasıyla aynı puana sahip Aliağa Petkim'in gerisine düştü. Sonrası ise pandemi... Ligler bir daha oynanmadı. Federasyon kararı ile ligden düşme ve lige yükselme olmayacağı açıklandı. Fakat Süper Lig'deki Bakırköy Basket'in kulüp mali denetim ve lisans talimatını yerine getirememesi dolayısıyla, onlardan boşalan Süper Lig koltuğuna, yeterliliklerini tamamlayan TBL lideri Aliağa Petkim alındı.
Ligler bir hafta önce iptal edilse, Lokman Hekim Fethiye Belediyespor belki de TBL birincisi olarak direkt Basketbol Süper Ligi'ne yükselecekti. Sezon başı olmayan, fakat haftalar ilerledikçe ortaya çıkan üst lig hayali suya düşmüştü. Sonrasında takım, 2020-2021 sezonu için TBL kadrosunu kurmaya başladı. Bütçe, transferler gibi tüm organizasyon TBL'ye göre yapıldı. Lakin bu kez de, Banvit'in kapanması ve Süper Lig haklarının boşa çıkmasıyla bir kez daha TBL'den bir takımın üst lige alınması gündeme geldi. Sıralamadan bağımsız, başta maddi olmak üzere tüm yeterlilikleri yerine getiren bir takım daha gelecek sezon Süper Lig'de yer alacaktı ve en güçlü aday olarak Merkezefendi Belediyesi gözüküyordu. Bu müphem süreç tüm Türkiye'de çok konuşuldu. Sonunda ise, 2018 sezonundan bu yana takımın sponsoru ve destekçisi olan Lokman Hekim Esnaf Hastanesi ile Fethiye Belediyesi'nin gayreti ile üst lig kriterlerini yerine getiren Lokman Hekim Fethiye Belediyespor, Süper Lig'in başlamasına bir hafta kala Türkiye basketbolunun en üst seviyesine yükselmiş oldu. Hikayenin gerisini ise, zaten herkes biliyor.
Bitirirken...
Okul bahçesinden Basketbol Süper Lig'e gelinen noktada bana göre dört önemli başlık var.
1- Mete Ay, Ufuk Çaçaron ve Çetin Hakan Kaya üçlüsüne kadar kimse ciddi manada bir takım kurma niyetine girmemiş. İyi ya da kötü, ateşi onlar yakmış. Tamam, odunlar hazır, toplanmış bekliyordu belki ama, ilk adım her zaman önemlidir.
2- Çetin Hakan Kaya olmasa Fethiye Belediyespor kurulur muydu veya bu kadar uzun soluklu olur muydu, sanmıyorum açıkçası. Fanatik Basket ve FastBreak dışında herhangi bir neşriyatı olmayan, TRT ve VHS kasetler dışında Türkiye sınırlarını aşan basketbol maçı izlememiş, Vizontele'den hallice denilebilecek Fethiye'de başka kim bilabedel bu işle uğraşırdı ve sahiplenirdi, kestiremiyorum. Kısa bir süre de olsa kendim de yıldız takımında yer aldığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki, o dönemki yıldız ve genç takım oyuncularının sosyalleşmesi ve özgüven kazanmasında basketbolun çok büyük bir payı var. Bir sürü insan, aslında işe yarayabileceğini ve insanlar önünde utanıp sıkılmadan birey olabileceğini o yıllarda fark etti.
3- Fethiye Belediyesi'nin de hakkını teslim etmek gerek. Spor imkanı yaratmak zaten belediyelerin görevidir tabii de, buna rağmen bu işi sahiplenmeyen, üstüne düşmeyen tonla yerel yönetim var. O yüzden kulübü kuran, sahiplenen ve diğer branşlarda da ilçeye çeşitlilik katan Fethiye Belediyesi'nin rolü de yadsınamaz.
4- 2016 senesi ve Lokman Hekim Esnaf Hastanesi... İki ayrı bölgesel lig takımı, iki ayrı bütçe, o sene için talihsizlik olarak algılanıyordu; fakat rekabet, basketbolun daha fazla ilgi ve yatırım almasını sağladı. 2015'te kurulan Fethiye Gençlik ve devamında Fethiye Basket, uzun bir süre tekrardan A Takım kuran Fethiye Belediyespor, basketbolun her zamankinden çok daha fazla konuşulmasını sağladı. Eski oyuncu, antrenör ve yöneticilerin gayreti ile takım bir anda TBL'ye yükseldi. Dolayısıyla o iki takımın da o seneki mücadelesi bana göre kritik bir dönemeç oldu. Diğer önemli bir konu ise destekçi, sponsor veya adına her ne derseniz... Üst seviyelerde, her yıl daha da küçülen takım bütçelerinde sponsor ve destekçi bulmak artık çok zor. Tüm Avrupa gibi Türkiye de her geçen gün ekonomik ve sportif anlamda güç kaybediyor. Sosyal medyada hamaset yapan kişiler, mevzubahis reklam, sponsorluk, destek kelimelerine geldiğinde karabatak oluyor. Dolayısıyla, Lokman Hekim Esnaf Hastanesi'nin (aslında sorumlu yöneticisinin, adını yazmıyorum zira istemezdi diye tahmin ediyorum) Fethiye Belediyespor'a desteği hayli önemli. Sponsorsuz hiçbir amatör branş takımı ayakta duramaz.
Önceleri, Fethiye'de basketbolun önemli bir sosyal proje olduğuna ve olabileceğine inanıyordum. Bu ilçede saha içinden, dışından, ekonomiden, yönetimden, sporcudan anlayan insanlar var aslında. Ama sorun şu ki, tüm o insanları bir araya getirmek imkansız. Şans bu ya, tam bunları yazarken, arkada 'El pueblo unido, jamás será vencido' şarkısı çaldı.
Son olarak, hazır konuyu İspanyolcaya çevirmişken basketbolun okul bahçesi yıllarında fenomen karakterler olan bir iki isime ve ilçedeki, çoğunluğunun ailesi çalgıcı olan Roman arkadaşlarımıza selam çakayım. Bir Cadiz olmasa da Fethiye'nin mozaiği açısından spora büyük sevda besleyen Gerson lakaplı abimiz ve iki adet Jordan Nuri isimli arkadaşımıza from Fethiye with love... O bahçe herkesle güzeldi.
Umarım, bundan öncesine dair naçizane bir özet sunabilmişimdir.
Selametle...
Ellerine sağlık, çok teşekkürler Bora. Okura da hissettirmeyi başarmışsın.
YanıtlaSil