29 Mart 2010 Pazartesi

Yalandan Derbi


Her sezon olduğu ve olacağı gibi ortalama bir lig performansı ve başarısız bir Avrupa deneyiminden sonra sıkıntıyı hemen mevcut kadroda aramaya başlar Türkiyenin guzide kulüpleri. Oyuncu yetersizliğinden kaynaklandığını düşündümüz problemleri gidermek için takım elbiselilerin transfer çalışmları beklenir. Bazen milyon dolarlar döküp turnayı gözünden vurduk diye sevinirken, bazen istediklerimizi getirmek için milyonların bile yetmemesinin ezikliğini yaşanır. Gelenlerin hepsi ya başarıya doymuş olur , ya emeklilik yaşı gelmiş olur, ya da paraya doymamış oyunculardan oluşur. Bu aralar en moda olan olan ise bugün derbi diye adlandırılan maçın mağlup takımı olan Galatasaray'ın, takımlarında süre alamayıp tatil cenneti gibi gördükleri, üstüne tomarla para aldıkları kiralık statüsündeki oyuncular. Takımlarında süre alamayan oyuncular kendilerini taze tutmak ve antreman yapmak için geliyorlar bizim 3 büyüklere. Giovanni Dos Santos, Elano, Keita, Jo gibi isimler ... Gio'nun süreye ihtiyacı varmış, yeterli şans verildiği takdirde yeni Ronaldinyo'ya dönüşüyormuş. Avrupalının kafası çalışmaz çünkü onlar yeterli süre vermeden, hatta oyuncuyu izlemeden elden çıkarırlar. Fırsatçı GS de hemen kapar. Maçlarda hep sakatlanma korksundan pısırık davranarak ikili mücadelelere girmeyen, bir sonraki seneye nereye giderimin hesabını oyunculardan bahsediyorum ben. Şimdi hemen hazır cevap arkadaşlar Keita çok hırslı oynuyor diyecekler. Adam daha oyuncu yanından geçerken kendini yere atıyor. Durduk yere kendini atıp hırpalaması, hakemi kandırdığını düşünmesi de 3.dünya ülke topçu olmasından kaynaklanıyor. Bugün bizim derbi diye adlandırdığımız maçlar amatör kümelerde de oynanıyor. Maçı izleyen seyircilere girmiyorum bile. Sadece bir maçlık taraftarlık yapan, en ufak hatada oyuncusunu yuhalayan seyirciye bu maçlar da bu lig de müstehak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder