9 Ekim 2010 Cumartesi

Siz Kirpileri Bilir Misiniz?


Siz hiç kirpileri düşündünüz mü diye başlardı Eyavh Necdet bu satıları yazıyor olsaydı. Evet, ben kirpileri düşündüm. Peki siz kirpiler nasıldır bilir misiniz? Birbirlerine yanaşırlar ta ki birbirlerine batana kadar. Sonra tekrar uzaklaşırlar. Öyle bir kısır döngüdür ki, tekrar yanaşmaya başlarlar, ta ki yeniden birbirlerine batana kadar. İnsanoğlunu onlara benzetir oldum son günlerde. Konuşmak, samimi birer arkadaş olmak için yanaşırlar, sonra da tartışıp uzaklaşırlar. Küskünlüklerle geçen vakittten sonra tekrar size sokulurlar. Neden biliryor musunuz? Bunlar tek başına hiç bir şey yapamayan insalardır çünkü. Schopenhauer'un dediği gibi bunlar yattıklarında bile kendileri için dua edemezler. Başkalarından, onlar için dua etmesini beklerler. Bu internet diye adlandırdığımız mecranın da pek farklı bir durumu yok aslında. Herkesin aklında birer fikir. Tıpkı göt deliği gibi. Herkesde birer tane var. Konuşuyorlar sonunu düşünmeden. Mesut, Türkiye için mi oynamalı mıydı yoksa Almanya için mi? Sebepsiz yere tartışıyorlar, birbirlerinle kavga ediyorlar. Hem de cevaplarını bildikleri sorular için. Empati yeteneğinin bu kadar düşük olduğu bir toplumda, farklı ve anlayışlı davranışlar bekleyerek zamanlarını harcıyorlar.

Mesut konusu hakkında bu zamana kadar tek bir kelam bile etmedim, etmeyi de düşünüyordum. Fakat, bu insanların beni de zıvanadan çıkarabileceğini nereden bilebilirdim? Olayı çok basit bir örneğe indirgeyerek anlatmak istiyorum. Mesut Özil ve babası hakkında kesin doğruluğunu bilmediğimiz çeşitli komplo teorileri dolaşıyor ortalıkta. İlkbaşta Türk Milli takımını seçmek istediler fakat, aldıkları olumsuz cevap karşılığında Almanya tarafına seçtiler gibisinden bir çok açıklama var. Nihayetinde Mesut Almanya Milli takımı için ter döküyor ve görevini lakıkıyla yerine getiriyor. Hatta ve hatta kulübünden sonra Milli takımda sergilediği performans sonrası kednisine Real Madrid yolu açılıyor. Diğer tarafta, Galatasaray'ın halihazırdaki en iyi futbolcularının başı çeken Arda Turan daha düne kadar kadar Türk pasaportuna sahip oyuncuların çektiği ve çekebileceği sıkıntılardan bahsediyor. Yani kendilerinin handikap sahibi olduklarını söylemeye çalışıyor. Bu ifadeleri okuyan herhangi bir sporcu ki bunun Mesut olmasına hiç mi hiç gerek yok, hangi şartlar altında Türk milli takımın seçer sorarım size? Ya da siz bu açıklamaların kol gezdiği bir spor kültürüne sahipken hangi futbolcuyu sizin Milli takımınız için oynamasına ikna edebilirsiniz? Geçmiş zamanda olan geçmişte kalır. Daha fazla olayı kurcalamanın da anlamı yok zaten. Adam sahaya çıktı çatır çatır topunu oynadı. Şu an gösterdiği performans ve bulunduğu nokta da ne kadar doğru kararlar verdiğini göstermez mi zaten? Siz iyisimi birbirinize çok yaklaşmayın arkadaşlar. Nasılsa birbirinize batıp, sonraki maçlar için tekrar yaklaşacaksınız. Eğer ki yaklaşmak istiyorsunuz, önce kendi futbolcunuzun kendi ülkesi hakkında yaptığı açıklamaları okuyun, ardından çoktan yolunu seçmiş insanlar hakkında yorum yapın. Yanlış anlamayın, ben sizin ve çevrenizdekilerin iyiliği için söylüyorum.

2 yorum:

  1. Bu seçim esasında bir çok parametreye bağlı.Şöyle ki,Mesut kendisinin Alman milli takımında oynayabilecek yetenekte olduğunu düşündü.Bu konuda kendisine güvendi ve baştan beri bu eksende bir hareket planı izledi.Milli takım seçme olayını milliyetçilik paralelinde düşünmezsek eğer bu tarz durumdaki pek çok oyuncu rotasyonda yer bulabileceği milli takımı seçmekte zaten.Boateng kardeşlerden Kevin-Prince gibi.Ama Mesut burada kolaya kaçıp güçsüz olan milli takımı seçmek yerine aksine zor yolu seçmiştir.Ve sırf bu sebepten bile kendisiyle gurur duyuyorum.

    Bu arada Arda'nın pasaport konusunda söylediklerine kesinlikle katılmıyorum ben.Aslında kısmen bir dezavantaj teşkil etmekte pasaport ancak Arda o dezavantajı yaklaşık 4-5 yıl önce bertaraf ederek yabancı takımların radarına girmiştir ancak sonraki süreçte gerek mental,gerekse teknik atılımı ne yazık ki yapamamıştır.Tıpkı şu an Sercan'ın da yapamadığı gibi.

    Benim merak ettiğim biz böyle bir millet değildik.Yani Türkiye'yi gram umursamayan Mehmet Scholl'e bile böyle nefretle yaklaşılmıyordu.Mithat Demirel Almanya'yı seçmiş olmasına rağmen yıllarca sempatiyle yaklaştık basketbol maçlarında,Kubilay Türkyılmaz vs. Sanırım bu da Mesut'un elde ettiği sportif başarıyla açıklanabilir ve bir de tüm tartışmalara rağmen beyefendi duruşunu asla bozmamasıyla.Çünkü biz daima karşımızda çirkef insanlar istiyoruz.Karşımızdakini sakin duruşu bizi daha da öfkelendiriyor.

    YanıtlaSil
  2. Kürşad senin yaptığın yorum benim yazdığımdan daha iyi olmuş valla. Tam da bunları söylemek istemiştim aslına bakarsan. Ne denli bir kafa yapısına sahip olduğumuz belirtmek istemiştim. Senin de söylediğin gibi daha önceleri bir sürü örnek olmasına rağmen Mesut olayında sürekli adamın üzerine oynandı. Bu daha önceden rastlanılmayan bir hadiseydi. Bu sefer kıskançlık had safhadaydı. Kaçın balık bu denli büyük olunca, çemkilerde de artış oldu belki de. Bir insanın hayatını verdiği kararlar şekillendirir, bence ne mutlu ki Mesut'a yoluna en iyi şekilde devam ediyor. Kendisinin ve yapabileceklerinin farkında. Hiç bu Türk oyuncusunun sahip olmadığı kafa yapısıyla da yürümeye devam eder. Farkına varılması gereken Mesut'un teknik özellikleri değil, alt yapısı. Yoksa inan bana Tranzondan senede 10 tane Mesut çıkar. Düzgün programlandığı takdirder. Sercan ile Arda küçük sırlar çekedursun, zamanında Okan Yılmaz'ı da Marsilya istemişti, şimdi kulüp bulamıyor kendisine.

    YanıtlaSil