28 Şubat 2010 Pazar

Ombudsman


Kelime kökeni olarak İşveççe'de aracı anlamında "ombuds" ve kişi anlamına gelen "man" kelimelerinden üretilmiştir. Bu terim, kurumsal anlamda parlamento tarafından halkın şikayetlerini dinleyip çözümler bulmak için seçilmiş kimseleri simgeler. Ters giden işlere el atma, adeletsizlikten canı yananların şikayetlerini dinleme, bu konular hakkında araştırma yapmak gibi görevleri vardır 'Ombudsman'lar. İşitildiğinde bağımsız bir kamu tüzel kişiliği var gibi gelse de, tüzel kişilikle uzaktan yakından alakası yoktur. Zamanında Süleyman Demirel isminin önündeki bir sıfattır ayrıca. Halk içinde ise şöyle tanımlanır bu kelime: Zamanı dolmuş, tedavülden kalkmak üzere olan siyasetçilerin boş boş oturup kafayı kırmalarını engellemek için, daha doğrusu her lafa dalıp devleti rahatsız etmelerini engellemek için kişilere verilen emzik veya meşgale. Yani anlayacağınız pratikte çok bir bağlayıcılıkları yoktur, her şey sözde ve teoride kalır. Demirel'i siyaset sahnesinden atmamak için gazlanmıştır bu terim.

Ombudsman'lık tam ortadan kalktı derken yeniden gözümde canlanmaya başladı benim. Sezon başında Fenerbahçe takımının başına sportif direktör olarak etik abidesi Aykut Kocaman getirildi. Avrupada bir çok örneğini görmek mümkündür bu sıfatın. Pratikte; sıkıntıları dinleme, çözümler bulma, transferden sorumlu olma, aracılık etme hatta teknik direktörün görevine son verme gibi yetkileri bile var. Lakin, bizim şu zamana kadar tecrübe ettiğimiz kadarıyla Aykut Kocaman'ın kulüpte hiç bir bağlayıcılığı yok. Tamamen sembolik bir görevde Kocaman. Futbol içerisinde pasif bir şekilde yer alarak hayatını devam ettiriyor. Zamanında Demirel'e yapılmak istenen Aykut Kocaman'a da yapılıyor bir bakıma. İsminin önüne ombudsmanlık sıfatı gelmek üzere. Fakat Türkiyenin şu farkı görmesi gerek, Aykut Kocamanın zamanı daha dolmadı. Tam tersine şu an tam Aykut Kocaman'ların zamanı.

1 yorum: