16 Mayıs 2010 Pazar

Mr. Mojorisin


Genel olarak dinlediğim grupların şarkılarında ilk dikkat ettiğim nokta müzisyenlerin enstrümanlarına hakimiyeti ve melodilerin etkileyiciliğidir.Jimi Hendrix'in, Led Zeppelin'in bende bu denli büyük iz bırakmasının en büyük sebebi budur. Bu yüzden onları cümle içinde kullanırken,’’ en keyif aldığım, en sevdiğim’’ gibi sıfatlarla kulanırım.Kulağa güzel gelen herşeye açığım, dinlerim; ama bu grubu çok severim demem için yukarıda bahsettiğim kıstasların yerine gelmesi gerekir. Yazmak istediğim konu ise,beni biraz olsun bu net,dogma nitelikteki düşüncelerimden uzaklaştıran grup.''The Doors''

The Doors,parçaların çoğunun kendisine ait olduğu bir gitariste sahiptir(Robbie Krieger).Belki bir Hendrix değildir ama temiz çalar, şarkının vermek istediğini abartmadan verir. Bunun yanında ultra yetenekli bir klavyeciye sahiptir(Ray Manzarek). Öyle ki, sağ eliyle klavye çalarken sol eliyle bass çalabilir bu adam.Süper çalar hem de. En önemlisi, klavyenin bir rock şarkısına çok büyük bir katkısı olamayacağını savunurken,bana klavyenin bir rock şarkısı yaratabileceğini ispat etmiştir. Davulda ise yalnızca yapması gerekeni yapan bir isme sahiptir(John Densmore).Bu adam yapması gerekenden fazlasını yapabilecekken yapmadığı için The Doors vardır. Hatta bence grubun belli bir tarzı olmasının ve bu denli efsane olmasının temelinde müzikal sadelik yatmaktadır.

Diğer grup elemanlarından daha uzun bahsetmek isterdim; ancak rock tarihinin en etkileyici frontmanine sahip grubundan bahsediyoruz.Ünü grubun önüne geçen, yalnızca yazmış olduğu sözlerle veya şarkıyı söyleyiş tarzıyla incelenemeyecek bir insandan bahsediyoruz.Jim Morrison.Kiminin gözünde sapık bir uyuşturucu bağımlısı, kiminin gözünde cazibenin tanımı, kiminin gözünde uç bir şair; kendi gözünde ise herşeyi yapabilecek olan lizard king. Aslında hepsi. Kimi onu sahnede masturbasyon yaptığı haliyle hatırlamak isterken, kimi onun kafasına ulaşabilmek için ne kadar içmek gerektiğini hesaplar. Kimi onu bir obje olarak görürken, kimi yazdığı şiirlere takılır kalır. Kimi onu annesine küfreden bir manyak olarak nitelendirir, kimi iktidarsız biri olarak. Tüm bu nedenlerden ötürü sevilse de; nefret edilse de,ilgi odağıdır. Kendi tarzını yaratmış ve o tarzın ilk,tek ve son temsilcisi olmuştur.

The Doors,gerek müzik icra ettiği dönemde gerekse günümüzde çok büyük bir hayran kitlesine sahiptir. Bu hayranlığı yalnızca şarkıların güzel olmasıyla ilişkilendirmek mümkün değildir. Belli bir müziğin veya o müzik türünü icra eden grupların hayranları, müziğe duydukları hayranlığın yanında o grupların hayat felsefesini de benimsedikleri için hayran kategorisine girerler.Bunun yanında, günümüzde çok fazla olduğuna inanmadığım; ancak grubun var olduğu dönemde gruptan nefret edenlerin de olduğu aşikardır. The Doors'un böylesine efsaneleşerek günümüze gelmesinde şarkılarının,hayranlarının yanı sıra gruptan nefret edenlerin de çok büyük bir payı vardır.

The Doors'u dönemdaşlarından ve kendisine benzer tarzda müzik yapan gruplardan ayıran en önemli nokta ise etkileyici müziğin yanında etkileyici sözlerdir. Bazı şarkılarda en yalın şekilde anlatır derdini, dinleyicinin kafasında daha ilk saniyeden o sahne oluşur. Bazı şarkılarda ise kafa karıştırır.Dinleyici yine anlar Jim Morrison'ın ne demek istediğini ancak bu sadece kendi betimlediği şekille sınırlı kalır. Jim Morrison'ın ne çizmek istediğini bilemez. Fikir sahibi olsa dahi ona ulaşamaz.

The Doors'un bana göre diğer tüm gruplardan en farklı yönü ise, belli bir kalıba sokulamaması. Şöyle ki, rock'n roll dendiğinde Led Zeppelin, grunge dendiğinde Pearl Jam diyorsam; The Doors için böyle bir kalıp bulamıyorum. Daha farklı bir deyişle The Doors'u bir tarz içinde değil, duygu kavramları içinde değerlendirebiliyorum. Yani The Doors'u rock müzikle sınırlandıramıyorum.Onu ancak aşk,umut,isyan,nefret gibi duygusal kavramlarla açıklayabiliyorum. Bu açıklamayı albüm albüm,şarkı şarkı yazmam mümkün olmadığından, şu şarkıları dinleme imkanı bulursanız ne demek istediğimi belki daha net anlayabilirsiniz. Love street, people are strange,the end,ghost song.Umarım seversiniz ve sizi daha fazla The Doors dinlemeye teşvik eder.

2 yorum: